İŞKOLU VERİLERİ - DATA ON INDUSTRIAL BRANCHES
HİZMETKOLU VERİLERİ - DATA ON SERVICE BRANCHES
Türkiye İşçi Sınıfı - Sayısal Döküm ve Genel Çerçeve (in English) Son Güncelleme: Nisan 2017
EMAR bünyesinde yürüttüğümüz “Türkiye İşçi Sınıfı – Sayısal Döküm ve Genel Çerçeve” adlı Proje kapsamında, Ağustos 2016 itibarıyla gelinen aşamada, aşağıdaki sayısal dökümler, sayısal değerlerle bağlı grafikler / payçartlar hazırlandı.
Burjuvazinin sahte ‘işçi-memur’ ayrımı yüzünden iki farklı alanda (a.İşkolları; b.Hizmetkolları) açıklamak ve ele almak zorunda kaldığımız işçi-sendika istatistiklerini araştırma çerçevesinde iki farklı dönemde incelemek gerekiyor.
Birinci dönem, 1984-2009 yılları arasında kalan dönemdir. Bu dönemde yürürlükte olan 2821 ve 2822 Sayılı Yasalar uyarınca çalışma yaşamı işçiler açısından 28 işkoluna bölünmüş olup, sendikalar faaliyetlerini bu çerçevede sürdürmektedir. Bu dönemin istatistikleri 17 Temmuz 2009 tarihinde sonlanıyor. Bu tarihten Ocak 2013 tarihine kadar herhangi bir istatistik yayınlanmadı, işkollarındaki sendikal durum bir anlamda “donduruldu” ve sendikalar açıkça ya da zımnen bu fiili durumu kabullendiler.
İkinci dönem, AKP iktidarının 2012 Aralık ayında Meclis’den geçirdiği 6356 Sayılı Yasa’yla belirlenmiş olup, günümüzü de içine almaktadır. 6356 Sayılı Yasa’yla işkolları sayısı birleştirmeler yoluyla azaltıldı ve 20’ye indirildi. (Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.) İşkollarındaki işçi sayısının tespitine esas olan unsurlar, varolan sendika üyeliklerinin tespit yöntemi değiştirildi. Böylece bazı sorunlar ortadan kalkarken, bazı başka sorunlar ortaya çıktı. İşkolu ve işyeri barajı için kademeli bir uygulama benimsendi.
Ancak, sendikaların tepkilerini siyasal tavıra dönüştüren CHP’li milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı itiraz sonucunda, Anayasa Mahkemesi 14 Mayıs 2015 tarihli, 2014/177 Esas Sayılı, 2015/49 Karar Sayılı karar ile yasayla öngörülen baraj uygulamasını iptal etti. (Bu belgeye buradan ulaşabilirsiniz.) Bunun sonucu işkolu barajı bugün itibarıyla %1 olarak uygulanmaktadır. Bununla birlikte, istatistiklere bakıldığında, hemen hemen bütün sendikaların baraj uygulaması ile sorunları olduğu görülmektedir. Birçok sendikanın üye sayısı %1 barajının bile altında kalmaktadır.
Bu ortamdan yararlanacak sınıfın Burjuvazi olduğu su götürmez bir gerçektir. Ancak sendikaların “Gücümüz Birliğimizden Gelir” özdoğrusuna uygun davranarak yekvücut olarak “Baraj Kalksın” kampanyaları düzenlemediği de gerçeğin bir başka yüzüdür. İşçi ve sendikal harekette kökleri derinde olan Ayrımcı / Öteleyici / Bölücü tutumun değişmesi ise siyasal eylemin varlığını öngörmektedir. Bu, üzerinde ayrıca durulması gereken bir kilit sorundur. Buna ek olarak, Sendikalaşma Kampanyası yürüten çok az sayıda sendika olduğunu görmekteyiz.
Bu güncellemede 2822 Sayılı Yasa uyarınca yayınlanan 1984-2009 dönemine ait tarihsel verileri içeren tablo ve grafikleri de vermekteyiz.
***
Bu güncellemede en yeni durum, bazı işçi ve kamu emekçisi sendikal örgütlerinin kapatılmasıdır.
Cumhurbaşkanı RT Erdoğan’ın denetimindeki İslamcı AKP hükümeti, 14 Temmuz 2016’da gelişen başarısız ama kanlı darbe girişiminin ardından, topluma dayattığı OHAL (Olağanüstü Hal) uygulamalarının bir parçası olarak, darbenin arkasında olduğu söylenen bir başka İslamcı klik (Gülenciler) tarafından yönetildikleri gerekçesiyle, işçilerin ve kamu emekçilerinin bazı sendikal örgütlerini sorgusuz sualsiz kapatmıştır.
Burjuvazinin şu ya da bu kesiminin, şu ya da bu iktidar kliğinin büyük yaygara ve vaveylayla emekçi haklarını gaspetmesini son 50 yılda çok yaşamış bir toplumun insanlarıyız. İşçi ve sendikal hareketin, bunca yılın başarı ve başarısızlıklarla dolu sınıf mücadelesi içinde bazı standartları geliştirdiğini varsayarak en azından sınıfın sendikal örgütleri söz konusu olduğunda ortak tavır geliştirmesini beklerdik. Ne yazık ki, sınıfın ideolojik ve politik gerilemesi bu konuda da hamlık ve kofluk içinde olunduğunu gösterdi. Burjuvazinin her ne gerekçeyle olursa olsun sendika kapatmasına karşı çıkan tek bir ses duymadık. Belki biz haberdar olmadık diye özel dikkat harcadık. Nafile! DİSK, Türk-İş, Kesk, Hak-İş vb hiçbir sendikal konfederasyon, işçilerin ve kamu emekçilerinin hiçbir örgütü Cihan-Sen ve bağlı kamu emekçisi sendikalarıyla Aksiyon-İş konfederasyonunun ve bağlı sendikaların kapatılmasına karşı sesini çıkarmadı.
İslamcı Gülenci kliğin sendikal harekette dostunun olmaması anlaşılır birşeydir. Ama kimisi Solcu olduğunu iddia eden sendikal örgütlerin bile, OHAL uygulamasıyla sendika kapatılmasına ses çıkartmamış olması, sendikal harekette yaşanan dehşet verici çöküşü kısmen de olsa yansıtmaktadır. Yarın herhangi bir İslamcı iktidar kliği “İslama aykırılık” ile ya da benzeri gerekçelerle varolan değerli sendikal örgütlerin bir kesimini ya da tamamını kapatmaya kalkışırsa buna karşı duracak, tavır koyacak örgüt kalamayabilecektir.
Bir yanda dar çıkarcılık, ötekileştirme, ayrımcı ve bölücülük, öteki yanda milliyetçilik batağının bir adım ötesine giderek ümmetçileşme, işçi sınıfını, onun siyasal ve sosyal tutumunu, sendikal davranışını bir bütün olarak zehirlemektedir. Bunun işçi haklarının ve sendikal/siyasal mücadelenin gelişmesi açısından şiddetli ve olumsuz sonuçları olduğu ve de olacağı açıktır. Bu da ayrı bir değerlendirmeyi gerektirmektedir.
OKURLARDAN İSTEĞİMİZ
20 işkoluna ve 11 hizmetkoluna ait tablo ve grafiklerle verdiğimiz sendikal verileri bilerek yorumlamadık. Verdiğimiz tablolar ve grafikler, bazı önemli eksikliklere karşın, herhangi bir işkolundaki (hizmet kolundaki) sendikalaşma durumlarını, oranları ve gelişen eğilimleri oldukça belirgin olarak vermektedir.
Okurlamız, grafiklerden ve tablolardan yansıyan durumlar hakkında yorum ve değerlendirmelerini, görüşlerini bize yazarlarsa (bilgi@emarvakfı.org ya da ismail@emarvakfi.org) hem bu katkıları çalışmamızda değerlendirir, hem de sitede yayınlayarak kamuoyuna sunarız. İsmail Büyükakan
İŞKOLU VERİLERİ - DATA ON INDUSTRIAL BRANCHES
HİZMETKOLU VERİLERİ - DATA ON SERVICE BRANCHES